hafakanlar basmak ya da boğmak ne demek?
- Sıkıntıdan bunalmak.
hafakan
- Sıkıntı, çarpıntı, afakan.
- Sıkıntı. Kalb çarpıntısı. Iztırab.
- Palpitation.
hafak
- Muzdarib olmak, acı çekmek.
basmak
- Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb. bir araçla iz yapmak
- Baskın yapmak
- Vücudun ağırlığını verecek biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak
- Küçük çocuklar ayakta durabilmek.
- Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek
- Sıkıştırarak yerleştirmek.
- Bası işi yapmak, tabetmek.
- Örtmek, bürümek, kaplamak
- Basım işini gerçekleştirmek.
- Step on.
ya
- "Ey, hey" anlamlarında bir seslenme sözü.
- Evet.
- Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz.
- Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılan bir söz.
- Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildiren bir söz.
- Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendiren bir söz.
- Bilinen, görülen, hatırlanıp anlatılan bir olay dolayısıyla da sorulan başka bir konu için kullanılan bir söz.
- Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde "hele, özellikle" anlamlarında kullanılan bir söz.
- Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirten bir söz
- Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştiren, kuvvetlendiren bir söz: Yediydin ya. Oturmuşum ya.