habersiz ne demek?
- Haberi olmayan, haber almamış, hiçbir bilgisi olmayan
Yolcular, içimdeki mahşerden habersiz, yanımdan geçip gidiyorlardı.
Y. Z. Ortaç - Haber vermeden, habersizce.
- Unaware.
- Not knowing.
- Uninformed.
- Unannounced.
- Ignorant.
- Insensible.
- Insensible of.
- Oblivious.
- Unbeknown.
- Unbeknownst.
- Unconscious.
- Unknowing.
- Unwitting.
- Without notice.
- In the dark.
- Unawares.
- Without warning.
- Without a word.
- Ignorant of.
- Without giving advance notice.
habersiz almak
- Annex.
habersiz çekilen fotoğraf
- Candid shot.