haber ne demek?
- Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık
Çırağın bir şeyden haberi yok.
M. Ş. Esendal - İletişim veya yayın organlarıyla verilen bilgi.
- Bilgi.
- Yüklem.
- Bk. yüklem
- Günün iç ve dış olayları konusunda kamuoyunu aydınlatıcı ve oluşturucu bilgiler veren kısa metin ve bu metinle ilgili görüntü gereci.
- Hariçten insanın fikrine intikal eden ilim.
News.
Information.
German chemist noted for the synthetic production of ammonia from the nitrogen in air.
Knowledge.
Report.
Communication.
Datum.
Griff.
Griffin.
Info.
Item.
Message.
Word.
Tidings.
Notice.
Steer.
Rumor.
Aviso.
Broadcast.
Dope.
Hearsay.
Intelligence.
News item.
Piece of views.
Predicate.
Wind.
Nachrichten, Informationen), Tagesschau
Information(s), nouvelle(s)
yüklem
- Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren kelime veya kelime grubu, haber, mahmul.
- Bir konu için olumlanan veya inkâr edilen şey, mahmul.
- Eylem çekimine girmiş sözcüğün tümcedeki görev adı: Her iş ona kolay geliyor; Ali İstanbul'a gidecekmiş; Her gün burada mısınız? Hasta değilsiniz ya; Bu sınıfın en çalışkan öğrencisi Ahmet mi? vb.
Predicate.
Prédicat, attribut
haber ajansı
- Yurt ve dünya olaylarını toplayıp yayımlayan kuruluş.
News agency.
News agency / service.
haber alamamak
Loose sight of.