haşlak ne demek?
- Kızgın, kaynar, çok sıcak
Fakat kendisini iki çatık kaşın altında parlayan iki hiddetli göz karşıladı. Sevincinin üzerine haşlak sular döküldü.
A. Gündüz - Sarılık.
haşlak deri sendromu
- Yanık görüntüsünde olan, hızla kabarcık oluşan, ağrılı ve infiltre eritematöz plaklı ve mukozalara yayılan dermatoz.
Lyell disease.
haşlama
- Haşlanarak pişirilen şey
- Haşlamak işi.
Boiled.
Meat.
Boiling.
Scalding.
Stewed.
Scolding.