hüzme anten dizisi ne demek?
- Beam array
beam
- Işın
- Yaymak, saçmak (ışık).
- Yayın yapmak.
- Gözleri parlamak, gözlerinin içi gülmek
- Işımak, ışık saçmak, parlamak.
- Kiriş, hatıl, putrel
- Direk, mertek
- Terazi kolu
- Araba veya saban oku
- Yüzü sevinçle parlamak
hüzme anten
- Beam antenna.
hüzme
- Işın demeti.
- Bk. demet
anten
- Boşlukta yayılan elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların transmisyon hatları içerisinde yayılmasını sağlayan cihaz.
- Duyarga.
- Olta şamandırasının alt ve üst kısmında bulunan ince uçlar.
- Bk. uyarga
- Bk. alıcı uyarga
- Bk. dalgalık
- Bk. duyarga
- Çeşitli eklem bacaklıların başlarında bulunan eklemlerden yapılmış bir çift duyu alma organı, duyarga.
- Bazı hayvanların baş bölgelerinde bulunan algılama organı, duyarga.
- Antenna.
dizi
- Dizi film.
- Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra.
- Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, seri
- Yan yana, art arda veya zaman sırasına göre sıralanmış birbiriyle ilişkili nesne veya olayların oluşturduğu bütün sıra.
- Aynı söz dizimsel bağlam içinde birbirinin yerini alabilecek olan ve güçlü bir karşıtlık bağlantısı kuran ögelerin oluşturduğu bütün, paradigma.
- Saf durumundaki bir kıtada, birbiri arkasında duran erler.
- Değerleri artarak veya eksilerek art arda gelen terimler takımı.
- Bir oktavın içinde sıralanan sekiz sesin bütünü.
- Film.
- Oturma yeridizisi.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
hüzme antenhüzmehüzme bastırmahüzme deliğihüzme titremesihüzme yaklaştırmahüzmelihüzahizhüzalhüzematı lifiyehüzeyhüzeyfehübaşehübelHübl ayıracıhübuhübubantenanten açıklığıanten alan kazancıanten aralığıanten ayarıanten bağlantı ucuanten bağlayıcıanten bezianten bezlerianten bobinianteante bellumante litem motamante meridiemante mortem