beam ne demek?
- Işın
- Işımak, ışık saçmak, parlamak.
- Kiriş, hatıl, putrel
- Yaymak, saçmak (ışık).
- Direk, mertek
- Terazi kolu
- Araba veya saban oku
- Yüzü sevinçle parlamak
- Kemere
- Geyigin boynuz
- Yaymak, neşretmek
- Sinyal vermek.
- Yayın yapmak.
- Gözleri parlamak, gözlerinin içi gülmek
- Yayılmak, intişar etmek
- Sevinç göstermek (yüz ifadesiyle)
ışın
- Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua.
- Işınetkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri.
- Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri.
- Isı ya da ışık erkesinin yayılma doğrultusunu gösteren çizgi.
- Bir çemberin ya da bir yuvarın özeğinden dışa doğru uzanan çizgilerden her biri.
- Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti.
- Bk. dizi
- Ray.
- Gleam.
- Beam.
beam action
- Isin eylemi
beam aerial
- Radyofar anteni, radyo dalgalarını yönlendiren anten