groove ne demek?

  1. Oluk
  2. Yiv, saban izi
  3. Alışkanlık, itiyat, âdet
  4. Oluk açmak
  5. (argo) bir şeye kendini vermek, dalmak
  6. Yiv açmak, çizmek
  7. Alay etmek
  8. Uğraşmak

oluk

  1. Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru.
  2. Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru
  3. Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol.
  4. Ay yüzeyinde görülen uzun yarıklardan her biri.
  5. Ateşsiz silahların hedefe birden fazla batırılmasına olanak sağlayan, namlu boyunca veya namlunun bir bölümüne kadar uzanan yiv.
  6. Elektriksel imlerin aktarılmasında kullanılan, tek ya da iki yönde olabilen tek yol (alıcı oluğu, ses oluğu, seslendirme oluğu, yinelenim oluğu, vb.). TV
  7. Bir televizyon yayınında resim yayını ile buna bağlı ses yayınının kapsadığı yinelenim kuşağı; televizyon kuşaklarının ayrıldığı bölümlerden her biri.
  8. Olgun, olgunlaşmış.
  9. Irmak.
  10. Çay ve dereden küçük akarsu.

groove cracking

  1. oluk çatlaması, diş gibi kırılması

grooved

  1. Lambalı
  2. Damarlı
  3. Tepe
  4. Oluklu, yivli

Türetilmiş Kelimeler (bis)

groove crackinggroovedgroovinggroovygroomgroom of the bedchambergroomedgroomergroominggroangroanergroaninggroatgroats
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın