grev eğilimli ne demek?
- Strike prone.
strike
- Çakmak, yakmak
- Birdenbire aklına gelmek, birdenbire anlamak
- Etki bırakmak, izlenim bırakmak, gibi gelmek
- Saldırı, vuruş
- Yolunu tutmak
- Kök salmak
- Gelip çatmak
- Çalmak (saat)
- Vurmak, çarpmak
- Vurma, çarpma, darbe
grev
- İş bırakımı
- Bk. işbırakım
- Fr. İşçilerin isteklerini işverene kabul ettirmek için, işlerini hep birlikte bırakmaları.İslamiyette işçi hakları çok ciddi korunmakla beraber, grev ve benzeri hareketlere başvurulması istenmez. Çünki grev, milli gelire zarar verdiği gibi, sosyal grupları doğurmakla boğuşmalarına ve dolayısıyla da milli huzura zarar getirir. Grev, daha çok kapitalist sistemlerin "Hak, kuvvettedir" şeklinde ifade edilen Avrupa'nın medeniyetindeki olumsuz düsturlarının bir sonucudur. Ve bir işçinin işverenle iktisadi müsabaka edemediğinden, işçiler birliği kurulmasıyla işverene karşı güçlü olmasına kapitalist sistem itiyor. Halbuki İslamda kişi, kendi küçük gücüyle başbaşa bırakılmamıştır. Çünki "hak kuvvettedir" kaidesinin yerine; İslam, "kuvvet haktadır" der. İşçi haklı ise, devletin gücü işçinin yanında olur. Bununla beraber İslam, müsbet müsabaka prensibini de kaldırmaz. Ancak taraflar arasında hukuk ve adaletle nezaret eder.
- Strike.
- Walkout.
- Walk-out.
- Industrial acuse.
- Layoff.
- Strike action.
grev bozucu
- Rat.
eğilimli
- Eğilimi olan, istekli, meyyal, mail.
- Having a tendency to.
- Disposed.
- Inclined.
- Affected.
- Inclinable.
- Liable.
- Slant.
- Slanting.
- Vulnerable.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
grevgrev bozucugrev çağrısıgrev gözcülerigrev gözcülüğü yapmakgrev gözcüsügrev hakkıgrev hattigrev kırıcıgrev kırıcı işçigregreaddergreasegrease boxgrease cupeğilimlieğilimli olmakeğilimli olmayaneğilimeğilim çizgisieğilim göstermekeğilim uydurmaeğilimi olaneğilebilireğilen baş kesilmezeğilerek boşaltılan araba