giymesi kolay şey ne demek?
- Slip on.
slip
- Kısa kesilmiş, kısa biçilmiş, küçük deniz donu.
- Paçasız, kasıklara oturacak biçimde dikilmiş külot.
- Satış belgesi.
- To move along the surface of a thing without bounding, rolling, or stepping; to slide; to glide.
- To slide; to lose one's footing or one's hold; not to tread firmly; as, it is necessary to walk carefully lest the foot should slip.
- To depart, withdraw, enter, appear, intrude, or escape as if by sliding; to go or come in a quiet, furtive manner; as, some errors slipped into the work.
- To err; to fall into error or fault.
- To cause to move smoothly and quickly; to slide; to convey gently or secretly.
- To omit; to loose by negligence.
- To cut slips from; to cut; to take off; to make a slip or slips of; as, to slip a piece of cloth or paper.
giymesi kolay olan
- Slip on.
giyme
- Giymek işi.
- Dressing, wearing, vesting.
kolay
- Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı
- Kolaylık.
- Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basit
- Easy.
- Simple.
- Smooth.
- Unlaboured.
- Effortless.
- Uncomplicated.
- Ready.
şey
- Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, genellikle belirsiz anlamda söylenen bir söz. Kararsızlık ifade biçimi.
- Nesne, madde
- Kararsızlık durumunda muhtelif sorulara cevap için tercih edilen bir ifade biçimi.
- (Günlük dilde) Herhangi bir düşünce konusunu göstermeğe yarayan belirsiz terim. (Felsefede) 1- Düşünen bilincin konusu olabilen, gerçekte var olmayıp da yalnızca düşünülmüş olan herşey. Bu anlamda: düşünce nesnesi = ens rationis. 2- Kişiye karşıt olarak: Bilinçten yoksun varlık. 3- Gerçek olan, bilincin dışında, kendi başına var olan tek nesne (ens reale). Böyle bir var olan, tek nesne olarak niteliklerin taşıyıcısı töz diye de anlaşılır. 4- Duyularla kavranabilen cisimsel nesne.
- Bk. nesne
- Stuff.
- Object.
- Matter.
- Article.
- Affair.