kolay ne demek?
- Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç ve zor karşıtı
Cebimde mevcut paradan bu kadar bir şey buna tahsis etmek pek kolaydı.
H. Z. Uşaklıgil - Kolaylık.
- Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basit
- Easy.
- Simple.
- Smooth.
- Unlaboured.
- Effortless.
- Uncomplicated.
- Ready.
- Open-and-shut.
- Cushy.
- Downhill.
- Facile.
- Flowing.
- Straightforward.
- Sweet.
- Cheap.
- Elementary.
- Soft.
- Easy way of doing sth.
- Easily.
- Jammy.
- Straight up and down.
- Walk in.
kolay ad
- Friendly name
kolay aldanan
- Gullible.