giriftar olmak ne demek?
- Tutulmak, yakalanmak.
Bir er gördüm ki bir güzele giriftar olmuştu.
N. F. Kısakürek
giriftar
- Tutulmuş, yakalanmış.
- Tutsak.
Düşkün.
girift
- Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık.
- Güzel yazı sanatında boş yer bırakmayacak biçimde iç içe istif edilmiş (yazı).
- Klasik Türk müziğinde kullanılmış, neye benzer bir çalgı.
- Yakalama, tutma.
Involved.
Intricate.
Interlaced.
Laboured.
Complex.
Entangled.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
Happen.
Become.