girişmek ne demek?
- Bir işe, bir şeye başlamak için hazırlık yapmak, ele almak, teşebbüs etmek
Erkek arkadaşları ile sosyal nizam üzerinde sonu gelmeyen tartışmalara girişirdi.
H. Taner - Kalkışmak.
- Dövmeye başlamak.
- Attempt.
- To meddle.
- Interfere.
- To attempt.
- To enter into sth.
- To pitch into sth.
- To have a bash at.
- To go at sth.
- To knuckle down.
- To begin to beat.
- To beat sb up.
- To interfere.
- To mix up in.
- To undertake.
- To set about.
- To get tangled up.
- To be intertwined.
- To get into a fight or quarrel.
- Embark.
- Enter.
- Essay.
- Get down to.
- Make.
- Mount.
- Plough plow with sth.
girişme
- Girişmek işi, teşebbüs.
- İşve, naz, cilve. Gözle kaşla işaret.
- Embarkation.
girişmede tümlenişli
- Bkz. Tümlenişli kılmış.