genişletmek ne demek?
- Geniş duruma getirmek
- Bk. büyültmek
Widen.
Broaden.
Enlarge.
Expand.
Amplify.
Dilate.
Extend.
Let out.
Canalize.
To widen.
To broaden.
Develop.
geniş
- Eni çok olan, enli, vâsi
- Alanı büyük olan, dar karşıtı
- Bol (elbise).
- Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın.
- Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat
- Çok.
Broad.
Capacious.
Vast.
Extensive.
genişletme
- Bir konuyu, ayrıntılarını katarak geliştirme.
- Genişletmek işi.
- Tevsî'.
- Bk. büyültme
Enlargement.
Extension.
Broadening.
Widening.
Amplification.
genişletme aksamı
Expansion option