geçinmek ne demek?
- Yaşamak için gerekeni sağlamak
Muharrem artık yalnız balıkçılıkla geçiniyordu.
S. F. Abasıyanık - Uzlaşmak, anlaşmak.
- Taslamak
Şiir güç ya, şair olmak, şair geçinmek o kadar değil.
N. Ataç - Kendi gereksinimlerini başkalarından sağlamak
... sen altmış para verip bir paket tütün almaz, herkesin tabakasından geçinirsin.
M. Ş. Esendal - Ölmek.
- Live.
- Make both ends meet.
- Get along.
- Get along with.
- Getting on with.
- Go along.
- Make a living.
- Earn a living.
- Manage.
- Handle.
- Subsist.
- Support oneself.
- Make out.
- Rub along.
- To live (on.
- To subsist (on.
- Cotton.
- Exist.
- Fare.
geçinme
- Geçinmek işi.
- Bk. geçim
- Cost of living.
- Livelihood.
- Living.
- Subsistence.
geçinme endeksi
- Belirli bir sosyal grubun ortalama yaşama düzeyini sürdürebilmesi için yapması gereken giderleri izleyen fiyat endeksi.
- Vatandaşların geçim gereksinimini karşılayabilmesi için yaptıkları harcamaların toplamı.
- Bk. geçinme göstergesi
- Cost of living index.