geçinecek kadar gelir ne demek?
- Competence
competence
- Yeterlik, kifayet
- Yetenek, ehliyet
- Hak, yetki, salahiyet
- İktidar, güç
- Geçinip gidecek kadar gelir
geçinecek
- Geçinmeye yarayan, geçinmeyi sağlayan, geçimlik, nafaka.
- [geçinmek] get along, get along with, getting on with, go along, make a living, earn a living, manage, handle, subsist, support oneself, make out, rub along.
geçinememek
- Lead a cat and dog life.
kadar
- Ölçüsünde, derecesinde
- Büyüklüğünde, genişliğinde.
- Dek, değin
- Gibi
- Denli
- Süre belirten bir söz
- Miktarda, derecede
- Gösterme sıfatlarından biriyle bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten bir söz
- As much as.
- As far as.
gelir
- Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat
- Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandığı ücret, aylık, kira vb., varidat, irat.
- Üretim etkinliklerine katılan üretim faktörlerinin yaratılan hasıladan bölüşüm sonunda aldıkları pay.
- Emek faktörünün işlendirilmesinden sağlanan maaş, ücret, bahşiş, prim; finansal araçlardan sağlanan faiz, kâr payı gibi sermaye getirileri; taşınmaz ve topraktan sağlanan kira, rant; iş göremezlik, çocuk desteği; sağlık, işsizlik sigortası ve emeklilik gibi sosyal güvenlik kapsamındaki transfer ödemeleri ile şans oyunları vb. kaynaklardan elde edilen para miktarı.
- Îrâd.
- Bir filmin herhangi bir sinema salonunda ya da oynatım süresi boyunca sağladığı para. (Kesintiligelir ya da kesintisizgelir olarak ikiye ayrılır).
- Box office, box office (takings, receipt), take.
- Income.
- Revenue.
- Revenues.