gıcıklanmak ne demek?
- Gıcık oluşmak.
- Kuşkulanmak, huylanmak
Kız doktorun bakışından gıcıklanıyormuş gibi güldü.
M. Ş. Esendal - Cinsel istek uyanmak.
- To have a tickling sensation.
- To tickle.
- To want to cough.
- To be suspicious of.
gıcık
- Bkz. iritasyon
- Sözleriyle, davranışlarıyla karşısındakini kızdıran, sinirlendiren, sıkan (kimse).
- Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı
- Beyaz renkli, dağlıç koyununa benzer vücut yapısında, kuyruğu son omurlara kadar yağ kitlesi ile kaplı ve bu sebeple alt kısmı yuvarlakça görünen, kaba, karışık yapağılı bir koyun türü.
- Tickling sensation in the throat.
- Snappish.
- Stinker.
- Allergy.
- Bitchy.
- Bugger.
gıcıklanma
- Gıcıklanmak işi.
gıcıklama
- Gıcıklamak işi.