gıcıklamak ne demek?
- Gıcık oluşturmak, kaşındırmak.
- Kuşkulandırmak.
- Cinsel istek uyandırmak
Git de gözü onda gör, adamın yüreğini gıcıklıyor.
R. H. Karay To cause to cough.
Tickle.
Titilate.
gıcık
- Bkz. iritasyon
- Sözleriyle, davranışlarıyla karşısındakini kızdıran, sinirlendiren, sıkan (kimse).
- Boğazda duyulup aksırtan, öksürten yakıcı kaşıntı
- Beyaz renkli, dağlıç koyununa benzer vücut yapısında, kuyruğu son omurlara kadar yağ kitlesi ile kaplı ve bu sebeple alt kısmı yuvarlakça görünen, kaba, karışık yapağılı bir koyun türü.
Tickling sensation in the throat.
Snappish.
Stinker.
Allergy.
Bitchy.
Bugger.
gıcıklama
- Gıcıklamak işi.
gıcıklanma
- Gıcıklanmak işi.