gözetmek ne demek?
- Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek.
Arabacı: Hanımlar, çarşaflarınızı, ellerinizi gözetiniz, aralığa sıkışmasın.
Hüseyin Rahmi Gürpınar - Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak.
Yazarlar yazılarında daha ziyade yerli zevki gözetirler.
Yahya Kemal - Kollamak, beklemek.
- Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve etkenleri dikkate almak.
- Kayırmak.
Guard.
Protect.
Oversee.
Study.
Supervise.
Tend.
To look after.
To consider.
Observe.
To take care.
To mind.
To guard.
To protect.
To regard.
To pay regard.
To observe.
To take care of.
To respect.
gözetme
- Gözetmek işi
Custodial care.
Observation.
Surveillance.
Watch.
gözetmemek
(neg. form of gözetmek) guard, wink, cock one's eye at, protect, make eyes, oversee, study, supervise, tend.