görgü tanigi ne demek?
- Eye witness
eye
- Göz
- Dikkatle bakma, gözetme
- Toplanma noktası
- Ilmik
- Ilik
- Iğne deliği
- Süzmek, izlemek, dikkatle bakmak, gözetlemek, kuşkuyla bakmak
- Bakmak, süzmek
- Delmek
- (poetry) çeşm, ayn
görgü tanığı
- Olayı gören kimse.
- Eye witness.
- Eye-witness.
görgü tanıklığı
- Bir bilgi derleme işleminde olaya doğrudan tanık olanların sözlü ya da yazılı bildirimlerini içeren bilgi kaynağı.
- Eye-witnessing.
tang
- Acı tat veya koku, keskin çeşni.
- Bir çeşit su yosunu.
- Bıçağın sapa giren kuyruğu, berazban, pırazvana.
- Madeni ses çıkarmak, tangırdamak
- Madeni ses, tangırtı.
- Tıngırtı, madeni ses, suyosunu, ağızda kalan tad, keskin koku, prazvana