gönül borçlusu ne demek?
- Yapılan iyiliğe karşı kendini borçlu sayan kimse, minnettar.
gönül borcu
- Yapılan iyiliğe karşı kendini borçlu sayma, minnet, minnettarlık, şükran.
- Gratitude.
gönül
- Duygu, his, aşk.
- Heves, niyet.
- Kibir, gurur.
- Tabiat, huy.
- Sevgi, istek, düşünüş, anma, hatır vb. kalpte oluşan duyguların kaynağı.
- İstek, arzu.
- (Geniş anlamda) Duyguların, ruhsal kıpırdanmaların, iç çabaların taşıyıcısı.
- Duygu bağlılığı yetisi: duygunun bağlılık, birliktelik duyuran kavrayıcılığı.
- Kişiyi tanrıyla, insanla ve dünyayla içten bir ilişki içine koyan, ruhun derinliklerindeki güç.
- İnsanın manevi varlığının ifadesi, inancı ve hislerinin kaynağı
borçlu
- Borcu olan, borç almış olan, verecekli, medyun
- Manevi bir yükümlülük altında bulunan
- Bir şeyi birinin yardımıyla elde etmiş olan
- Indebted.
- Beholden.
- Owing.
- In the red.
- In hock.
- Debtor.
- Obligor.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
gönül borcugönülgönül açmakgönül akıtmakgönül alıcıgönül almagönül almakgönül avcısıgönül avlamakgönül avutmakgönül ayartıcı kadıngöngöncügönçgönçlükgönderborçluborçlu bakiyeborçlu bulunmakborçlu cari hesapborçlu cari hesap kredisiborçlanborçlancıborçlancılıkborçlancılık belgitiborçlancılık karşılığı öndelikborçborç aktarımıborç alan kimseborç almaborç almak