göbek bağlamak ne demek?
- Göbeklenmek.
- Fazla kilo alma sonucunda karın bölgesinde yağ tabakası oluşması.
göbek bağı
- Yeni doğan çocuğun göbeği kesildikten sonra kan gelmemesi için geri kalan damar örgüsüne bağladıkları bağ.
- Bir bitkide yumurtacığı yumurtalığın etenesine bağlayan kordon.
- Yakın ilişki.
- Göbek kordonu.
- Infant's belly band.
- Umbilical cord.
- Funiculus umbilicalis.
göbek
- İnsan ve memeli hayvanlarda göbek bağının düşmesinden sonra karnın ortasında bulunan çukurluk
- Yağ bağlamış şişman karın.
- Şehir, ülke vb.nin orta kısmı
- Bazı sebze ve meyvelerin orta kısmı.
- Bahçe, halı, tavan, tepsi vb. süslü şeylerin ortalarındaki biçim.
- Hızı azaltarak trafiği yönetmek amacıyla bir kavşağın girişine yerleştirilen çember veya üçgen biçimindeki ada.
- Kağnı tekerleğinin ortası, araba tekerleğinin dingil geçen yeri.
- Değirmen taşının ortası.
- Akımsal mıknatısların kangallarının sarıldığı yumuşak demirden, çoğu zaman halka biçimli parça.
- Bir makaranın ortasında, makaraya bağlı olmayarak kendi başına da kullanılabilen, genellikle düzensiz sarmaların yol açabileceği çizinti ya da çiziklerden korumak amacıyla negatiflerin sarıldığı, yoğruktan ya da paslanmaz çelikten silindir biçimindeki parça.
bağlamak
- Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak.
- Düğümlemek.
- Yara ilaç koyup bezle sarmak.
- Denk yapmak, paket yapmak.
- Oluşmak, tutmak, meydana gelmek
- Bir iş veya kimse için ayırmak, tahsis etmek.
- Anlaşma yapmak.
- Uyulması zorunlu olmak
- Ilzâm etmek, borçlandırmak.
- Fixate.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
göbek bağıgöbekgöbek adıgöbek atardamarıgöbek atmakgöbek çivisigöbek dansıgöbek deliğigöbek düşmesigöbek fıtığıgöbeçgöbedegöbedekgöbeğe aitgöbeği çatlamakbağlamakbağlamabağlama açınığıbağlama ağızlığıbağlama barınağıbağlama bileziğibağlambağlam değiştirmesibağlam duyarsızbağlam erkesibağlam kaydıbağlabağlaçbağlaç asıntısıbağlaç deyimibağlaç görevi gören kip