ful olma ne demek?
Full house.
full
- Yıkayıp büzmek
- Yıkayıp çektirmek
- Dibek içinde kül ve sabunla dövüp yıkamak
- Bir şeyin dolusu, bir şeyin olgunluk mertebesi
- Dolu
- Meşgul
- Boş olmayan, tutulmuş
- Tok
- Tam, tüm
- Azami derecede
ful
- Taşkırangillerden, birçok türleri bulunan ağaççık ve bunun güzel kokulu beyaz çiçeği (Casmin sambac).
- Küçük taneli bir bakla türü.
- Tam, bütün, eksiksiz.
- İskambil oyununda benzer kâğıtların bir araya gelmesi.
- Büyük beyaz çiçekleri kokulu, boyu üç metreyi bulabilen bir ağaççık ve bunun beyaz, kokulu çiçeği.
- Bakla. Fasulye.
Is the name for the small-seeded fava bean, the basic culinary bean of Egypt It is the key ingredient in ful medames , a traditional bean stew served for breakfast The beans are slow-cooked until tender, mashed and then mixed with olive oil and seasonings, typically lemon juice or cumin.
Adjective/adverb full, complete, filled, entire, utter, perfectly or foul, dirty, impure, corrupt, stinking, guilty.
Adv: full, very 1, 18, 21, 32, 46.
Adv very [OE full].
fulad
- Çelik.
olma
- Olmak işi veya durumu.
Being.
Happening.
Existing.
Existence.
Occurrence.
Maturation.