frayed temper ne demek?
- Sinirleri yıpranmış olma, sinirli ruh hali, gerginlik
frayed at the edges
- Kendini iyice dağıtmış, perişan olmuş
frayed nerves
- Yıpranmış sinirler
temper
- Ölçülü hale getirmek
- Tadil etmek, ıslah etmek
- Yumuşatmak, hafifletmek
- Su karıştırıp yoğurmak (balçık)
- Çeliğe su vermek, çeliği kızdırıp hemen soğutarak sertleştirmek, tav vermek, tavlamak
- Kıvama getirmek
- Terslik, huysuzluk
- Mizaç, huy, tabiat
- Kıvam, karar, terkip
- Tav, bir maddenin sertlik derecesi