fesat ne demek?
- Bozukluk.
- Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk
Birçokları kahveleri fesat yatağı saymayı sürdürürler.
S. Birsel - Hile.
- Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse).
- Karıştırıcı, ara bozucu (kimse).
- Poisonous.
- Low-minded.
- Jaundiced.
- Sinister.
- Malice.
- Depravity.
- Intrigue.
- Mischief.
- Corruption.
- Plot.
- Agitator.
- Disturbance.
- Disorder.
- Sedition.
- Treachery.
- Mischievous.
- Factious.
fesat cemiyeti
- Kötülük yapmak için bir araya gelmiş topluluk.
fesat çıkarmak
- Plot mischief, conspire, foment.