felaket ne demek?
Kökeni: Arapça
- Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır.
S. Ayverdi - Çok kötü.
- Şaşkınlık, hayret, aşırılık bildiren bir söz.
- Bela, musibet, afet, dahiye. Bedbahtlık.
- Bk. yıkım
Abominable.
Atrocious.
Bane.
Calamity.
Disaster.
Evil.
Fatality.
Grotty.
Misfortune.
Scourge.
Tragedy.
Awful.
Terrific.
Blow.
Harm.
Catastrophe.
felaket arıza
Cataleptic failure
felaket bölgesi
Stricken area.