felaket bölgesi ne demek?
- Stricken area.
stricken
- Üzgün
- Felakete uğramış
- Eli ayağı tutmayan
- Tutulmuş, yakalanmış
- Muzdarip, yaralı
felaket bölgesinden nakledilen kimse
- Evacuee.
felaket
- Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
- Çok kötü.
- Şaşkınlık, hayret, aşırılık bildiren bir söz.
- Bk. yıkım
- Bela, musibet, afet, dahiye. Bedbahtlık.
- Abominable.
- Atrocious.
- Bane.
- Calamity.
- Disaster.
bölge
- Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka
- Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye.
- Bir ülkenin, doğal özellikleri, nüfus yapısı, kaynakları, çıkarları açısından türdeşlik gösteren, bir bütün olarak tasarlanmasında yarar görülen bölümü.
- Bir kentin, bilinçli bir belgeleme yöneltisinin sonucu olarak, işleyim, tarım, konut, yönetim, tecim vb. işlevleri için, düzentasarında ayrılmış alanlardan herbiri.
- Region, zone.
- Area.
- Zone.
- Region.
- District.
- Division.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
felaket bölgesinden nakledilen kimsefelaketfelaket arızafelaket durum merkezifelaket getirenfelaket gibifelaket iznifelaket tellalıfelaketdidefelakete sürüklenmekfelakfelak suresifelafela ceremfelahfelah bulmakfelahanbölgeselbölgesel anatomibölgesel anestezibölgesel azgelişmebölgesel başkalaşımbölgebölge albölge anatomisibölge başsavcısıbölge denetimiböldürmeböldürmekböleböleçbölek