fayda ne demek?
- Yarar
Bunların faydasından geçtik, zararlarını görmeyelim.
M. Ş. Esendal - Herhangi bir konuda sağlanan kar ya da sunulan yarar
- Advantage.
- Benefit.
- Profit.
- Avail.
- Handiness.
- Service.
- Stead.
- Usefulness.
- Utility.
- Grist.
- Gain.
- Good.
- Value.
- Behoof.
- Effectiveness.
- Serviceableness.
- Spoils.
yarar
- Bir şeyden elde edilen sonuç, fayda.
- Bir işten elde edilen iyi sonuç.
- Çıkar.
- Yarayan, elverişli, uygun.
- Nef, nefi.
- Account.
- Avail.
- Benefit.
- Convenience.
- Efficacy.
fayda etmemek
- Etkisi olmamak, işe yaramamak, yararlı olmamak.
- Yararı olmamak, tesir etmemek
- To cut no ice, not to work.
fayda sağlamak
- Bkz. fayda etmek
- Suck advantage out of, cash in, cash on, be useful.