fay husule getirmek ne demek?
- Fault
fault
- Kınamak, ayıplamak
- Hatası olmak, suçu olmak
- Kusurlu olmak
- Kusur bulmak
- Kusur, kabahat, hata, yanlış
- Eksiklik, ayıp
- Spor faul, hata
- Fay, çatlak
- Takbih etmek
- Tenkit etmek
fay
- Kayaç kütlelerinin bir kırılma düzlemi boyunca yerlerinden kayması, kırık (III).
- Fr. Arazide meydana gelen ve bir tarafı yüksek, bir tarafı alçak olan büyük yarık.
- Fault.
- Fairy; an elf.
- Faith; as, by my fay.
- To fit; to join; to unite closely, as two pieces of wood, so as to make the surface fit together.
- To lie close together; to fit; to fadge; often with in, into, with, or together.
- Peri.
- Peri
fay düşmesi
- Çökmüş kanat ile yükselmiş kanat arasındaki seviye farkı.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
- Bring.
- Bring along.