favour ne demek?
- Dikkat göstermek
- Lütuf, iyilik, yardım
- Benzemek
- İyilik etmek, şereflendirmek
- Yardımda bulunmak
- Kayırmak, tutmak
- Desteklemek, kabul etmek
- Sevilme, beğenilme
- Hediye (sürpriz)
- Ayrıcalık, koruma
- İltimas, kayırma, taraftarlık
dikkat
- Duygularla düşünceyi bir şey üzerinde toplama, uyanıklık
- "Dikkat ediniz!" anlamında bir uyarı sözü.
- İlgi, özen.
- Bk. yoğulum
- İncelik, dakik oluş. Ehemmiyet ve kıymet verme.
- Duygu ve düşüncenin bir konu ya da sorun üzerinde toplanması, zihnin uyanık bulunması durumu.
- Attention.
- Attentiveness.
- Carefulness.
- Care.
favour with
- Acorda (cuiva) (un zimbet etc.) , a binevoi sa dea (cuiva) (ceva)
favourable
- Elverişli, uygun
- Faydalı, avantajlı
- Tatminkar
- Lehte, taraftar
- Ahım şahım
- Hoşa giden
- Münasip
- İyi niyetli, olumlu