falsolu ne demek?
- Cinsel.
- Yanlış, hatalı, kusurlu
Bu saydığım, rolün falsolu tarafları.
R. N. Güntekin - Uygun ve yerinde olmayan.
- Döne döne ve ekseninden kayarak, kavisli.
Having a false note.
Faulty.
False.
falso
- Bir parça çalınır veya söylenirken yapılan nota yanlışlığı
- Yanlış davranış
False note.
Blunder.
Error.
Clanger.
Fluff.
falso yapmak
- Yanlış çalmak, söylemek.
A) to play a false note b) to make a blunder.