fail on interrupt 24 ne demek?

  1. İnt 24'de başarısızlık

int

  1. Kıs. intelligence, interest, interior, interjection, internal, international, interval, intransitive.

fail

  1. Eden, yapan, işleyen
  2. Özne.
  3. Hukuki sonuç doğuracak bir suç işleyen kimse.
  4. Bk. özne
  5. Bk. suçlu
  6. İşi yapan. Fiili işleyen. (Osmanlıca'da yazılışı: fâil)
  7. (en)Agent.
  8. (en)Author.
  9. (en)Perpetrator.
  10. (en)Death; decease.

fail adı

  1. Fiiller üzerine -An sıfat-fiil ekinin getirilmesiyle kurulan ve geniş zaman kavramı taşıyan; sıfat olarak kullanıldığı gibi «bir işi yapan» anlamıyla ad olarak da kullanılan türetme: Yoldan gelenin halinden anlamalısın. Kadının sigarasını birlikte yakmayı bilenler gibi, bir minicik gülümseyişe sevinçler teşekkürler saçmasını bilirdi (T. Buğra, Dönemeçte). Benim fikrimce dünyadaki insanların hepsi romancı… Lâkin bir kısmı roman yazıyor, bir kısmı roman yapıyor, daha doğrusu yazılanı oynuyor. Yazanlarla oynayanlar arasında büyük bir fark yok. Yazanlar: tahrîrî rejisör… oynayanlar: şifahî aktör? Hayat hiç perdesi kapanmayan bir sahne (Ö. Seyfettin, Harem, s. 64) vb.
  2. (en)Agent noun, present participle.
  3. (fr)Nom d’agent, participe présent

on

  1. Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
  2. Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
  3. Dokuzdan bir artık.
  4. Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
  5. (en)-one.
  6. (en)Deca-.
  7. (en)In progress; proceeding; as, a game is on.
  8. (en)In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
  9. (en)With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
  10. (en)Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.

interrupt

  1. Ara vermek, fasıla vermek
  2. Arasını kesmek
  3. Sekte vurmak, yarıda kesmek
  4. Kapatmak (görüntü)
  5. Birinin işine mani olmak
  6. Kesmek, aralık açmak
  7. İntizamını bozmak
  8. Birinin sözünü kesmek
  9. Söze karışmak, sözünü kesmek

Türetilmiş Kelimeler (bis)

failfail adıfail duefail infail ismifail on errorfail on int 24fail prooffail safefail safe interruptfaidefaidemendfaiencefaihfaikonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın