faaliyet ne demek?
- Çalışkanlık, çalışma, canlılık, hareket
İstasyonda bir faaliyet vardı.
A. Gündüz - İşler durumda olma, etkinlik.
Dost bir tabiat cesaret verir insana, onu faaliyete sürükler.
C. Meriç - İş görmek, çalışmak.
- Boş durmayış.
- Etkinlik gösterme
- Osmanlıca'da yazılışı: fa'aliyet
- Action.
- Bustle.
- Activity.
- Business.
- Doing.
- Doings.
- Service.
- Strenuousness.
- Movement.
- Play.
- Working order.
- Agency.
- Energy.
- Goings on.
- Stir.
faaliyet alanı
- Field of activity, scene, scope.
faaliyet alanı gideri
- Segment expense