fıtık etmek ne demek?
- Sıkıntı vermek, üzmek.
Aklından, fıtık etti ha, cevap olumsuz herhâlde ama insan bir söyleyiverir, diye geçmekteydi.
Ü. Dökmen
sıkıntı
- İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet
- Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, meşakkat, mihnet
- Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı
- Darlık, yokluk
- Sorun, problem, mesele
- Müzâyaka.
- Boredom.
- Heebie-jeebies.
- Bore.
- Megrims.
fıtık bağı
- Fıtığı yerinde tutmaya yarayan bağ.
- Truss.
fıtık boğumu
- Fıtığın dar olan yeri.
- Fıtığın küçülerek, yerine dönmesini engelleyen ve bağırsağın tıkanmasına neden olan fıtık boynu.
- Strangulated
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.