fırlatmak ne demek?
- Hızla atmak, bulunduğu yerden dışarı atmak
Ali Rıza balıkçılara doğru bir taş fırlattı.
S. F. Abasıyanık - Heave.
- Sling.
- To hurl.
- To fling.
- Dash.
- Pitch.
- Spin.
- Spring.
- Whack.
- Whip.
- Aim.
- Blast off.
- Hurl.
- Launch.
- Eject.
- Throw.
- Toss.
- Bung.
- Cast.
- Cast away.
- Catapult.
- Chuck.
- Chuck away.
- Dart.
- Fling.
- Hurtle.
- Pelt.
- Project.
- Send.
- Shoot.
- Shoot out.
- Swing.
- Whisk.
fırlatma
- Fırlatma işi.
- Işi.
- Kol ve bacağın vücudun orta çizgisinden türlü yönlere, son eklemine kadar hızla ve gergin olarak uzaklaştırılması.
- Yanardağların etkinlikleri sırasında gazların basıncı ile katı ya da yarı erimiş özdekleri havaya savurmaları.
- Projection.
- Ejeted material.
- Straddeling.
- Fling.
- Pitch.
- Throw.
fırlatma düzeneği ile ilgili
- Catapult.