fırlamak ne demek?
- Hızla, birdenbire bulunduğu yerden çıkmak, ayrılmak
Çöpçü beygiri, deli gibi rayın üzerine fırlamıştı.
H. Taner - Yerinden oynayıp ileriye doğru çıkıntı yapmak.
- Fiyatı birdenbire yükselmek.
- Goggle.
- Dash.
- Hare.
- Hurtle.
- Jump.
- Plunge.
- Soar.
- Spring.
- To jump up.
- To rush.
- To protrude.
- To stick out.
- To soar.
- Bound.
- Fling.
- Leap.
- Pop out.
- Shoot.
- Take by storm.
- Whisk.
fırlama
- Kişinin kendi isteklerini başkalarına atfederek dışa vurması şeklinde gelişen savunma mekaznizması
- Fırlamak işi.
- Piç.
- Arsız, terbiyesiz çocuk.
- Bkz. projeksiyon, ileri atma
- Görsel izlenimlerin aşağı, yukarı ya da sağa, sola doğru lokalizasyonu
- Klasik balenin yedi dans hareketinden biri olan ileriye fırlama.
- Goggle.
- Dart.
- Leap.
fırlamamak
- (neg. form of fırlamak) fly off, fly out, leap up, dart, boom, burst, soar (prices), bolt, bounce, break, dash, make a dash, dodge, fling, flirt, high tail, hurl oneself, hurtle, jump, shoot, shoot ahead, shoot off, shoot out, shoot up, skyrocket, spring, stand out.