fışkırma ne demek?
- Fışkırmak işi.
- Güneş yüzeyinden uzaya sıcak gaz kütlelerinin fırlaması.
- Güneş yüzeyinden uzaya sıcak gaz kütlelerinin fırlaması.
- Prominence.
- Gush.
- Outburst.
- Spurt.
- Squirt.
- Emanation.
- Eruption.
- Spout.
- Flush.
- Squirting.
- Effusion.
- Protubérance
fışkırmak
- Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek
- Bir şey bir yerde bol bol görülmek
- Gush out.
- Spurt.
- Burst.
- Belch.
- Blow.
- Ejaculate.
- Erupt.
fışkırma kaynaklı patolojik değişimler
- Jet lezyonları.
- Jet lesions.
fışkırmak
- Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek
- Bir şey bir yerde bol bol görülmek
- Gush out.
- Spurt.
- Burst.
- Belch.
- Blow.
- Ejaculate.
- Erupt.