fışkırma kaynaklı patolojik değişimler ne demek?
- Jet lezyonları.
Jet lesions.
jet
- Çok hızlı, tepkili uçak.
Jet plane.
Same as 2d Get.
Variety of lignite, of a very compact texture and velvet black color, susceptible of a good polish, and often wrought into mourning jewelry, toys, buttons, etc.
Formerly called also black amber.
Shooting forth; a spouting; a spurt; a sudden rush or gush, as of water from a pipe, or of flame from an orifice; also, that which issues in a jet.
Drift; scope; range, as of an argument.
The sprue of a type, which is broken from it when the type is cold.
To strut; to walk with a lofty or haughty gait; to be insolent; to obtrude.
To jerk; to jolt; to be shaken.
fışkırma
- Fışkırmak işi.
- Güneş yüzeyinden uzaya sıcak gaz kütlelerinin fırlaması.
- Güneş yüzeyinden uzaya sıcak gaz kütlelerinin fırlaması.
Prominence.
Gush.
Outburst.
Spurt.
Squirt.
Emanation.
Eruption.
fışkırmak
- Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
- Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek
- Bir şey bir yerde bol bol görülmek
Gush out.
Spurt.
Burst.
Belch.
Blow.
Ejaculate.
Erupt.
kaynaklı
- Belli bir kaynaktan gelen.
- Kaynak yapılmış.
- Kaynak yapılmış olan.
Welding.
Welded.
Soudé
patolojik
- Patoloji ile ilgili.
- Normal olmayan, hastalıklı.
- Hastalığa ait
- Patolojiyle ilgili olan.
- Normal dışı seyir gösteren, hastalık işareti olan, marazi.
Pathological.
Pathologic, pathological.
Pathologic.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
fışkırmafışkırmakfışkırmamakfışkırfışkıranfışkıran petrol kuyusufışkıran sufışkırdakfışkıfışkılamafışkılamakfışkılıkfışkınkaynaklıkaynaklamakaynaklanabilirkaynaklanabilir çelikkaynaklanabilirlikkaynaklanankaynakkaynak akımıkaynak alabalığıkaynak ayırma görünümükaynak bağlantısıkaynakaynaçkaynaç taşıkaynaçtaşıkaynağa göre