eskimiş ne demek?
- Shiny.
- Dated.
- Outworn.
- Worn.
- Worn-out.
- Timeworn.
- Obsolescent.
- Decrepit.
- Effete.
- Moss-grown.
- Rusty.
- Stale.
- Superannuated.
- Well-worn.
- Worm-eaten.
- Detrited.
- Hackneyed.
- Obsolete.
- Shot.
- Out of date.
- Month eaten.
- Past praying for.
- Supperannuated.
- Trite.
- Twice- told.
- Used up.
- Well worn.
eskime
- Eskimek işi.
- Fiziki yıpranma veya aşınmaya bağlı olmaksızın bir malın ömrünün; iktisadi, teknolojik ya da başka bir dışsal değişme dolayısıyla kısalması.
- 1-Bir yapının toplumsal, işlevsel ve sağlamlık yönlerinden yeni olmaktan çıkmasını, sağladığı yararların azalmasını ya da yok olmasını içeren süreç. 2 -Yapı birimleri bu nitelikleri kazanan bir komşuluğun, içine girdiği varsayılan yıpranma süreci.
- Obsolescence.
- Dilapidation.
- Wear.
- Wearing out.
- Becoming old.
- Dégradation
eskime aşınma payı
- Bk. amortisman