eskimek ne demek?
- Eski duruma gelmek
Artık eskidiğimiz için evde de pek telaş etmezler.
R. N. Güntekin - Yıpranmak
Yerde değerli ama artık eskimiş bir halı.
T. Buğra - Yaşlanmak.
- Wear out.
- Become old.
- Grow old.
- Date.
- Frazzle.
- Stale.
- Wear away.
- Wear down.
- Wear off.
- To wear out.
- Get old.
- To become worn out.
- To age.
- To become worn out / old.
- To grow obsolete.
- Wear.
eski
- Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı
- Önceki, sabık
- Geçerli olmayan
- Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan.
- Geçmiş çağlardaki
- Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan.
- Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey
- Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz.
- Eskiye ait,eski devirden kalma arkaik, kalıntı.
- İngiltere'Den köken alan, orijini hakkında değişik teoriler bulunan, başarılı bir koyun çobanı ve soğuk havalara iyi uyum sağladığı için ren geyiği gütmek için kullanılmış, vücudu büyük ve kare şeklinde, tüy yapısı kabarık, gövdesi kaslı ve dengeli, bir ırk özelliği olarak sırt düzeyi omuzdan geriye doğru yükselen eğime sahip, ya doğuştan kuyruksuz veya kuyruğu tamamen kesilen, kürkü uzun ve çift katmanlı, rengi mavi, gri veya gri-mavi, bazen baskın renk üzerinde desenler görülebilen, ırk özelliği olarak yürüyüş şekli ayı yürüyüşünü andıran yuvarlanır tarzda, havlaması yüksek sesli ve çınlayan, nazik, sevecen, zeki, sadık ve koruyucu, çok güçlü gütme içgüdüsüne sahip olduğundan ailesini, özellikle küçük çocukları gütmeye çalışabilen, bekçi köpeği ve özellikle koyun gütme amaçlı çoban köpeği olarak yetiştirilen köpek ırkı, bobtail köpeği.
eskime
- Eskimek işi.
- Fiziki yıpranma veya aşınmaya bağlı olmaksızın bir malın ömrünün; iktisadi, teknolojik ya da başka bir dışsal değişme dolayısıyla kısalması.
- 1-Bir yapının toplumsal, işlevsel ve sağlamlık yönlerinden yeni olmaktan çıkmasını, sağladığı yararların azalmasını ya da yok olmasını içeren süreç. 2 -Yapı birimleri bu nitelikleri kazanan bir komşuluğun, içine girdiği varsayılan yıpranma süreci.
- Obsolescence.
- Dilapidation.
- Wear.
- Wearing out.
- Becoming old.
- Dégradation
eskime aşınma payı
- Bk. amortisman