enkaz haline getirmek ne demek?
- Devastate.
enkaz
- Yıkıntı, döküntü, çöküntü
- Yıkıntı, yıkılmış şeyin artıkları. Harabenin parçaları.
- Debris.
- Wreck.
- Wreckage.
- Carcass.
- Carcase.
- Rubbish.
- Salvage.
- Wrack.
enkaz arabası
- Wrecking car
hane
- Ev, konut.
- Ev halkı
- Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz.
- Basamak.
- Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri.
- Birleşik kelimelerde "bina, yapı, yer, makam" anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alan bir söz.
- Bk. ev
- Ev, mesken, beyt.
- House.
- Dwelling.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
- Bring.
- Bring along.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
enkazenkaz arabasıenkaz eldivenienkaz odunuenkaz toplayıcıenkazı remimeenkazı ümmidenkaenkadenkainidenkalenkapsülhaline bakmamakhaline gelmekhaline getirmehaline getirmekhaline köpekler gülüyorhaline sokmakhalinhalin icabıhalindehalinden memnunhalinden memnun olmahalihali alemhali apre makinesihali basma makinesihali hamur