engelleme ne demek?
- Engellemek işi.
- İstek, gereksinim veya bir davranışın belli bir sonuca ulaşmasının önlenmesi.
- Siyasi kuruluşlar vb.nde tartışma yöntemlerinin bütün imkânlarından yararlanılarak kanunların tartışılmasını ve oylanmasını düzenli bir biçimde önlemek, geciktirmek amacıyla yapılan girişimler, obstrüksiyon.
- Karşı takım oyuncusunun hareketine engel olma.
- Karşı takım oyuncusunun önüne geçerek onun serbestçe devinimine engel olma.
- Bkz. tıkanıklık, obstrüksiyon
- Blocking.
- Hindrance.
- Interference.
- Stranglehold.
- Inhibition.
- Hedge.
- Obstructiveness.
- Prevention.
- Crackdown.
- Detention.
- Frustration.
- Inroads.
- Repression.
- Hindering.
- Checking.
- Objection.
- Handicap.
- Inturruption.
- Coaction.
- Detainment.
- Filibustering.
- Handicapping.
- Holding.
- Inhibit.
- Kibosh.
- Obstructing.
- Obstruction.
engellemek
- Bir şeyin gerçekleşmesini veya yapılmasını önlemek
- Güreşte hasmı çaprazda sürerken düşürmek için ayağına basmak veya topuğuna ayak takmak.
- Put the lid on smth.
- Clamp the lid on smth.
- Gum up.
- Surety.
- Embarrass.
- Fetter.
- Hinder.
- Inhibit.
engelleme ateşi
- Barrage.
engelleme bildirisi
- Adı ve çeşidi belirtilen bir belgite ilişkin bölüntülü ödemeleri ve kaybolan bir belgitin alış veriş işlemini engellemek ve bunlar üzerindeki hakların korunulmasını sağlamak amacıyle gerekli yerlere yapılan bildiri.
- Opposition.
- Opposition