endurance run ne demek?
- Mukavemet koşusu
mukavemet
- Dayanma, karşı durma, karşı koyma, direnme, direniş, dayanırlık
- Direnç.
- Bk. dirence
- Bk. direnç
- Malzemelerin çeşitli dış etkenlere karşı koyarak biçim ve başka özelliklerini koruyabilme niteliği.
- Karşı durmak, dayanmak. Karşı koymak. Muhalefetle kıyam etmek.
- Stand.
- Endurance.
- Strength.
- Holding out.
endurance limit
- Dayanma sınırı
- Dayanırlık sınırı
endurance test
- Dayanıklılık testi
- Bir sistem veya materyalin uzun bir zaman dilimi boyunca ne kadar süre dayandığını ve ne zaman arızalandığını tespit etmek için yapılan test (genellikle otomobillerde gerçekleştirilen test)
run
- III-XIII. yüzyıllarda İngiliz İskandinav dillerinde kullanılan alfabenin harflerinin her biri.
- Göktürk yazıtlarında kullanılan yazı türünün harflerinden her biri.
- Koşmak
- Gidip gelmek (arasında)
- Talep, rağbet
- To go swiftly; to pass at a swift pace; to hasten.
- To flee, as from fear or danger.
- To steal off; to depart secretly.
- To contend in a race; hence, to enter into a contest; to become a candidate; as, to run for Congress.
- To pass from one state or condition to another; to come into a certain condition; often with in or into; as, to run into evil practices; to run in debt.