mukavemet ne demek?
- Dayanma, karşı durma, karşı koyma, direnme, direniş, dayanırlık
Şuurlu, realist ve uyanık bir mukavemet cephesinin mevcudiyetine ne büyük ihtiyaç vardı.
S. AyverdiBünyesi de, ruhu da hayatın güçlükleriyle ve yoksullukları ile çarpışarak mukavemet ve kudret kazanmıştı.
İ. A. Gövsa - Direnç.
- Bk. dirence
- Bk. direnç
- Malzemelerin çeşitli dış etkenlere karşı koyarak biçim ve başka özelliklerini koruyabilme niteliği.
- Karşı durmak, dayanmak. Karşı koymak. Muhalefetle kıyam etmek.
- Stand.
- Endurance.
- Strength.
- Holding out.
- Load.
- St.
- Resistance.
- St
- Puissance, teneur
dirence
- Bir çevrime istenilen değerde ek direnç katmak için kullanılan düzen.
- Bir çevrime istenilen değerde ek direnç katmak için kullanılan düzen.
- Resistor.
- Widerstand
- Résistance
mukavemet eden kuvvet
- Resistsnce
mukavemet etmek
- Direnmek, dayanmak, karşı koymak.
- To resist.
- To hold out against.
- Make head.