emsal karar ne demek?
- Leading case.
leading
- Önemli, ileri gelen
- Öncülük eden
- Önde olan, başlıca, ana
- Yol gösterme, rehberlik
- İma
- Rehber olan
- Kurşun ile kaplama veya bölme
- Kurşun çerçeve (pencere için)
- Satır aralarının anterlini
emsal bedel
- Value of equal
emsal bedeli
- Gerçek değeri bilinemeyen ya da doğru olarak saptanamayan bir malın satılması durumunda, ortalama fiyat, maliyet ya da takdir yöntemlerinden biri kullanılarak benzerlerine göre belirlenen değer.
- Precedent value.
karar
- Bir iş veya sorun hakkında düşünülerek verilen kesin yargı
- Herhangi bir durum için tartışılarak verilen kesin yargı, hüküm.
- Bu yargıyı bildiren belge.
- Değişmeyen, düzenli durum, düzenlilik, yöntemlilik.
- Değişmez olma.
- Tam ölçüsünde, ne az ne çok.
- Türk müziğinde, taksim yaparken ana makama dönüş.
- Yasama, yargı, yönetsel kuruluşların, tüzel kişilerin bir türe düzeni doğuran ve ortaya koyan son bildirileri.
- Bk. karar
- Değişmez hale gelmek.