ekl ne demek?
- Yemek yeme.
yemek
- Yeme, karın doyurma işi
- Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam.
- Günün belli saatlerinde yenilen besin
- Konuklara yiyecek verilerek yapılan ağırlama
- Ağızda çiğneyerek yutmak
- Aşındırmak, kemirmek, oymak, delmek
- Isırmak.
- Batmak, çizmek, kaşındırmak, dalamak.
- Hoşa gitmeyen kötü bir duruma uğramak, tutulmak
- Hakkı olmayan ve kendisine yasak edilmiş bulunan bir şeyi kabul etmek.
ekl ü şürb
- Yeyip içme.
eklampsi
- Gebelikbastı
- İlerlemiş gebeliklerde veya doğumdan hemen sonra yüksek kan basıncı, ödem ve idrarda protein yükselmesi ile karekterize nöbetler ve önlem alınmazsa bilincin kaybolması hali.
- Küçük boy köpek ırklarında doğum öncesi veya doğumdan sonra laktasyonun ilk 2 haftasında, kanda kalsiyum seviyesinin düşmesine bağlı olarak biçimlenen, vücut sıcaklığının yükselmesi, hızlı nabız ve tetani semptomlarıyla seyreden hastalık, puerperal tetani.
- Kan kalsiyum ve magnezyum seviyelerinin düşmesine bağlı olarak erken doğum sonrası veya sütten kesilme dönemlerinde; daha çok aşırı yorulma ve uzun süren nakiller sonucu biçimlenen akut seyirli, tedavi edilmezse 24 saatte ölüme neden olabilen metabolik bir hastalık.
- Kısraklarda tipik olmayan laktasyon tetanisi.
- Eclampsia.