ecek şekilde ne demek?
- So as to.
so
- Böyle, şöyle, öyle, bu suretle. Böylece, öylece.
- Kadar, pek, öyleki, çok, kadar, böyle, öyle, şöyle, de, da, aynen, böylece, demek, demek ki
- Bu veya şu sebepten. Bu/o yüzden, bundan/ondan dolayı; bunun/onun sonucunda
- Bu kadar
- Şu kadar
- Bu cihetle, bu münasebetle
- Pek âlâ, pek iyi
- Kadar, sanki
- Çok
- Pek çok
ecek
- Shall.
ecekan
- Geçmişinde ve soyunda yücelik ve saygınlık barındıran.
- Ece-kan.
şekil
- Biçim
- Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim.
- Davranış biçimi, tutum, yol, tarz.
- Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi
- Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi.
- Olma biçimi, durum, hâl.
- Anlatım biçimi
- Biçim.
- Bk. biçim
- Form.