eşya ne demek?
- Türlü amaçlarla kullanılan, insan yapısı, taşınabilir cansız nesnelerin bütünü
Güçlük, ev bulmak ve eşyayı taşımak derdiyle başlar.
B. Felek - Gümrük mevzuatı kapsamında anılan her türlü madde.
- Bk. nesne
- (Şey. C.) (Bu kelime, Türkçede müfret gibi kullanılır.) Ev döşemeye mahsus halı, dolap v.s.
- (Şia. C.) Bölükler, bölümler, kısımlar, neviler, fırkalar, tabakalar, cinsler, çeşitler. Cemaatler, cemiyetler, topluluklar. (Osmanlıca'da yazılışı: eşyâ')
- Goods.
- Belongings.
- Traps.
- Appointments.
- Furniture.
- Thing.
- Article.
- Property.
- Stuff.
- Bulk.
- Commodity.
- Gear.
- Ware.
- Effects.
- Freight.
- Things.
- Unit.
- Wares.
- Objects.
- Luggage.
- Articles.
- Merchandise.
- Commodities.
- Material.
- Materials.
- Movable.
- Bonded goods.
- Chose.
- Freightage.
- Furnishing.
- Lagan.
- Object.
nesne
- Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi, maddesi olan her türlü cansız varlık, şey, obje
- Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç.
- Öznenin dışında kalan her konu, obje
- (Derleme., belirtilinesne, -i'li tümleç, -i'linesne) Geçişli eylemi tümleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç: Ali bir kitap almış; Öğrenci para bulmuş, sahibine vermiş; Öğretmen ders anlatıyor; Meseleyi çözmeden gitmeyin; Çocuklar annelerinin evde bulunmayışını fırsat bilirler; Ali evi sattı, bahçeyi bıraktı; Bazı insanlar okumayı sever, yazmayı sevmez; Kar bütün limanı sarmıştı vb.
- İnsanın dışında kalan, görülebilen, dokunulabilen, bir ağırlığı ve kütlesi olan her türlü özdeksel varlık.
- (Lat. objectum = karşıda bulunan, karşıya konan) : 1- (Genellikle) Karşımızda bulunan şey. 2- Öznenin bağlılaşık kavramı olarak, özne ediminin, bilincin kendisine yöneldiği şey: a. Kendisine yönelinen, düşünülen, tasarlanannesne, kendisine yönelen bir edim olmadan var olmayan şey; bilinçte, düşünmenesnesi (konu) olarak düşünme olayının karşısında bulunan şey; düşüncel (ideal)nesne. b. Özne ediminden, bilinçten, bağımsız olan gerçek (real)nesne; gerçeklik olarak, dışdünyanın bir parçası olarak bilincin karşısında duran şey.
- Şey, herhangi bir şey.
- Objective.
- Objective case.
- Body.
eşya deposu
- Warehouse
eşya falı
- Bk. nesne bakısı