eğilmek ne demek?

  1. Belirli bir yönle açı oluşturacak bir durum almak, bir yöne doğru çarpılmak:, dikliğini kaybetmek

    Sofraya pilav gelince Aziz eğilerek kokladı.

    C. Uçuk
  2. İnsan, bir işi yapmak için belini eğmek

    Tenis oynarken yüz çeşit çeviklikler içinde eğilir, kalkar, sıçrar, koşar.

    R. H. Karay
  3. Başkasının baskısını veya egemenliğini benimsemek, kabul etmek.
  4. Bir işi önemseyip ele almak

    Bir yandan ayrıntılara eğilirken, bir yandan da bunları alaylı bir süzgeçten geçirir.

    S. Birsel
  5. (en)Bend, dip, incline, bow, lean, buckle, cant over, curve, double, double up, droop, duck, fall down, hang, hang over, sag, spring, stoop, strain, tilt, tip, warp.
  6. (en)Yield.

eğilme

  1. Bir doğrunun, bir başka doğruya veya düzleme göre eğik olması.
  2. Yerin manyetik alanında bulunan serbest mıknatıslı bir iğnenin doğrultusu ile yatay düzlem arasındaki açı.
  3. Eğilmek işi
  4. Eğilme hareketi.
  5. (en)Stoop.
  6. (en)Bending.
  7. (en)Bent.
  8. (en)Warp.
  9. (en)Bend.
  10. (en)Inflexion.

eğilme deneyi

  1. (en)Bending test.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

eğilmeeğilme deneyieğilme gerilmesieğilme momentieğilme mukavemetieğilebilireğilen baş kesilmezeğilerek boşaltılan arabaeğilimeğilim çizgisieğiçeğiçmeneğidemireğidemirieğik
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın