dolus ne demek?
- Hile
- Kasıt
- Kötü niyet
- Kötülük kastı
hile
- Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika
- Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma.
- Olağan çevirim uygulayımlarıyla gerçekleştirilmesi güç, pahalı, tehlikeli, zaman alıcı ya da olanaksız bulunan işlemlerin, optik, mekanik, kimyasal bazı özelliklerden yararlanılarak yapılanı; bu yolla elde edilen olağandışı, olağanüstü sonuçlar. TV
- Sinemadakine benzer sonuçların televizyonda elektronik yöntemlerle elde edileni.
- Bir çıkar nedeniyle hayvanın kusurlarını gizlemek veya daha iyi nitelikte göstermek için yapılan işlemler.
- Sed. Hail.
- To hide.
- See Hele.
- Same as Hilum.
- Trick, wile, cheating, stratagem, fraud.
dolusu
- Dolduracak kadar.
- Fill.
dolu
- Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü
- İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, boş karşıtı.
- Bir yerde sayıca çok.
- Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan
- Boş vakti olmayan, meşgul.
- Çok olan (iş, uğraş, olay vb.).
- İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar).
- Tornacılıkta delik açılmamış (gereç).
- Bir duygunun güçlü etkisinde olan.
- Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, çeşitli irilikte, iç içe katmanlı, yuvarlak ya da düzensiz biçimli saydam buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü.