doğrultu açıları ne demek?
- Direction angles
direction
- Açıklama, alıcı adresi
- İstikamet, taraf
- Yönetme, kumanda
- Direktörlük, yönetim
- Yön, meyil, cihet
- İdare, nezaret
- Emir, talimat, tembih
- Belirli bir notanın nasıl çalınacağını belirten işaret
doğrultu
- Yön, istikamet
- Tutulan, izlenen yol.
- Paralel olmayan iki sonsuz doğruyu birbirinden ayırt ettiren durum.
- Belli bir sonsuz doğrunun belirttiği tek yol, istikamet.
- Koşut olmayan iki sonsuz doğruyu birbirinden ayıran yönelim özelliği; belli bir sonsuz doğrunun gösterdiği tek yol.
- Koşut olmayan iki sonsuz doğruyu birbirinden ayıran yönelim özelliği; belli bir sonsuz doğrunun gösterdiği tek yol.
- Direction.
- Direction yön.
- Istikamet.
- Richtung
doğrultucu
- Bk. yöneltici
- Alternatif akımı doğru akıma çevirmeye yarayan aygıt.
- Rectifier.
- Redresseur
açı
- Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarı doğru arasındaki açıklık.
- Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi
- Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye.
- Ortak bir noktadan (köşe) çıkan iki yarıdoğrunun (kıyı) oluşturduğu uzambiçim.
- Ortak bir noktadan çıkan iki yarıdoğrudan birinin ötekisinin üstüne çakışması için yaptığı dönmenin niceliği.
- Ortak bir doğrudan geçen iki yarıdüzlemin oluşturduğu uzambiçim.
- Ortak bir doğrudan geçen iki yarıdüzlemden birinin ötekisinin üstüne çakışması için yaptığı dönmenin niceliği.
- (Bak: Zaviye)
- Angle.
- Angle
Türetilmiş Kelimeler (bis)
doğrultudoğrultucudoğrultulabilirdoğrultulu aydınlatmadoğrultumdoğrultusunda olandoğrultdoğrultandoğrultmadoğrultma düzlemidoğrultma yüzeyidoğruldoğruladoğrulamdoğrulam kuramıdoğrulamaaçıların değişmezlik kanunuaçılaraçılarak büyüyen masaaçılabiliraçılamaaçılamayanaçılamıyoraçılanaçılaçıl susam açıl